Modacı Jeyan Gedik, son zamanlarda günlük kıyafetlerde organik ürünler kullanılmaya başlandığını belirterek, “Bu gelinlikte de olabilir diye düşündüm. Kendi mesleğim olarak neden gelinliğe uygulamayayım ki dedim, çünkü bir kadının en önemli günü düğün günü. Bu önemli günde kadın neden rahat etmesin? Neden giydiği kumaşlar doğal olmasın ki diye düşünerek bu fikri ortaya çıkardım” dedi.
Tamamen doğal ürünler kullandığını belirten Gedik, “Çünkü Türkiye bir pamuk cenneti, kullanılacak pek çok doğal kumaş var. Böylece yerli malzeme ile yerli üretim yapılmış oluyor” dedi.
İlk olarak Moda Tasarım Bölümü okuduktan sonra Ege Üniversitesi’nde Arkeoloji Bölümü’nü de bitiren modacı Jeyan Gedik, öncelikle gelinlik ve abiye üzerine tasarım yapmaya başladı. İlk işe başladığı dönemde moda ile beraber arkeolojiyi birleştirerek çizgisini oluşturmaya başladığını belirten Gedik, tasarımlarında çevreye zararı minimum olan malzemeler ve kumaşlar kullandığını söyledi. Gelinlikte doğal ürün kullanımında Türkiye’de tek olduğunu vurgulayan Gedik ile yaptığı koleksiyonları, kullandığı doğal ürünleri ve bu sezon çıkardığı ‘Gardırop Uygulaması’nı konuştuk.
Sizi biraz tanıyabilir miyiz? Modacı olma hikâyeniz nasıl başladı?
Ben Jeyan Gedik. Çok küçük yaşlardan beri hep kendi kendime çizim yapıyordum. Kadın figürleri çizip, çizdiğim figürleri giydiriyordum. Okul yıllarımda da bu olay aynı şekilde devam etti. İlk olarak Moda Tasarım Bölümü okudum daha sonra Ege Üniversitesi’nde Arkeoloji Bölümü’nü kazandım. Mezun olduktan sonra da modaya döndüm. İlk işe başladığım dönemde moda ile beraber arkeolojiyi birleştirip çizgimi oluşturdum. Daha sonra da bunu iyice geliştirdim. Arkeoloji okumak size katkı sağladı mı? Eğer bu bölümü okumasaydınız moda konusunda kendinizi geliştirme adına eksiğiniz olur muydu? Bu benim için çok büyük bir şans ve ayırt edici bir özellik oldu. Arkeoloji o kadar geniş bir ilham alınacak alan ve o kadar geniş bir kültür ki. Hem arkeoloji okuyup hem moda tasarım okuyunca arkeolojiden ilham aldığım birçok nokta oldu. Mesela arkeolojide, tarih ile ilgili aklınıza gelebilecek her şey; figür, desen, renk, kadınların o dönemde giydiği ya da insanların o dönemde giydiği kıyafetler, aksesuarlar, bir tapınaktaki bezeme o dönemde olan her şey olabilir. Bunları örnek alarak tasarımlarıma yansıttım.
Tasarımlarınızı biraz anlatır mısınız?
Öncelikle gelinlik ve abiye üzerine tasarım yapıyorum. Ama bu kış sezonunda birde ‘Gardırop Tasarımı’na başladık. Gardırop Tasarımımız şu şekilde oluyor; Bir iş insanısınız ve bana gelerek kış sezonu için bir gardırop istiyorum diyorsunuz, bende kişinin kişisel, fiziki özelliklerini, beklentilerini, nasıl bir mesleğe sahip olduğunu hepsini öğrenip bunları bir süzgeçten geçirip o kişiye ait özel bir gardırop oluşturuyorum. Bir tarzı olan gardırop oluşturuyorum yani bir ürünü diğeri ile kombine edebilecek tarzda. Bunlar tek tek parçalar, kombin parçalar ve takım halinde ürünler oluyor, yani bir sezon boyunca giydiğiniz her şey buna dahil. Bunun haricinde gelinlik ve abiyelerde organik (doğal) kumaşlar kullanıyorum. Gelinliklerde iki bölümden oluşuyor. Günün trendlerini oluşturduğu ‘Trend Koleksiyonu’ olarak bir koleksiyonum var. Birde tenimizle dost, üretim aşamasında çevreye zararı minimum olan malzemeler ve kumaşlarla yaptığım ‘Natura’ isimli bir koleksiyonum var. Her yıl Natura Koleksiyonu’nu yeniliyoruz.
“Gelinlikte doğal ürün kullanımında tekim”
Peki bu yıl ‘Natura Koleksiyonu’ nasıl?
Bu yıl Natura Koleksiyonu’nda kullanılan süslemelerde deniz kabukları ve gerçek inciler kullandım. Dantel olarak ise yüzde yüz koton danteller, astarına kadar tamamen doğal ürün kullandık.
Türkiye’de gelinlikte doğal ürün kullanımında ilk misiniz?
Evet, Türkiye’de ilk ve tekim, hatta dünyada tekim. Gelinlik konusunda, yüzde yüz doğal kumaş kullanan bildiğim kadarıyla bir tek ben varım.
Doğal malzeme kullanma fikri nasıl ortaya çıktı?
Günlük hayatta insanlar çoğunlukla organik ürünler tercih ediyor. Yemek ve içecek konusunda hep doğal olsun istiyoruz, peki ya giydiğimiz kıyafet neden doğal olmasın ki? En önemli gününde giydiğin kıyafetin de doğal olmasını istedim. Zaten artık dünya da gelişen trendler o yönde. Son zamanlarda günlük kıyafetlerde organik ürünler kullanılmaya başlanmıştı, bu gelinlikte de olabilir diye düşündüm. Kendi mesleğim olarak neden gelinliğe uygulamayayım ki dedim, çünkü bir kadının en önemli günü düğün günü. Bu önemli günde kadın neden rahat etmesin? Neden giydiği kumaşlar doğal olmasın ki diye düşünerek bu fikri ortaya çıkardım. Aslında bu olay felsefe olarak başladı, minimaliz çizgiler kullanarak, tamamen doğal ürünlerle bir koleksiyon yaptım. Benim için felsefe olan bir fikirde ideal olan yani çevreye zararı olmayan, tamamen sağlıklı ürünlerle bir koleksiyon ürettim.
Bu iş zor mu yani neden diğer modacılar gelinlik yaparken doğal ürün kullanmıyor?
Ben bunun uygulanması için duyuru yapıyorum, elimden geldiğince bunu yaymaya çalışıyorum ki en azından birileri ilham almaya başlasın. Yavaş yavaş uygulamaya başlayanlar olduğunu duyuyorum. Ben tamamen doğal ürünler kullanıyorum çünkü Türkiye bir pamuk cenneti, ülkemizde kullanılacak pek çok doğal kumaş var. Böylece yerli malzeme ile yerli üretim yapılmış olur. Maliyet açısından baktığımızda diğer kumaşlarla arada çok fazla uçurum yok ama tabi fiyat olarak biraz daha yüksek.
Şuan tam düğün mevsimindeyiz bu sezon gelinlik modası nasıl? Ya da gelinliğin bir modası var mıdır?
Gelinliğin modası var, 2019 yılında kendi uyguladığım modelleri genel hatlarıyla söyleyebilirim. Bu sezon çok kabarık gelinlikler değil de daha doğal, minimalist çizgiler taşıyan, transparan ağırlıkta moda. Ayrıca bu yıl etek katlarının arasında da transparan kumaş ve geçirgen kumaşlar kullanıyoruz çünkü bu tarz kumaşlar kullanılan malzemeyi gösteriyor. Bir de benim gelinliklerimin en önemli özelliği hafif olmaları. Ayrıca artık gelinlik rengi trendleri de değişti, ben yurtdışına da gelinlik koleksiyonu hazırlıyorum, ilk cappuccino rengi koleksiyon hazırladığımda neredeyse sütlü kahverengiydi. Daha Türkiye’de öyle bir renk yoktu, ilk Portekiz’de başladık, yavaş yavaş insanlar bu renge ısınmaya başladı. Bu yıl artık kırık beyaz değilde, cappuccino ve tonları tercih ediliyor.
“Daha az fakat çok özel gelinlikler dikiyorum”
Yurtdışında şubeniz var mı?
Gelinliklerimi ya da abiyelerimi verdiğim mağazalarda cornerlar var. Bu cornerlar Paris, İspanya, Portekiz’de ve İtalya’da da yakın zamanda kurulacak. Mesela buradaki gelinlik koleksiyonunun aynısı Paris’te de var. Oradaki müşterilerimiz ayda 2, 3 kez burayı ziyarete geliyor, ölçüye göre de dikiyoruz ya da hazır dikimi komple alıp gidiyorlar.
Yurtdışında koleksiyonlara talep fazla o zaman?
Yani şöyle ben yüksek adetlerde değil de daha az fakat çok özel gelinlikler dikiyorum. Kişiye özel, kumaşı özel tarzda gelinlikler diktiğim için talep de artıyor.
Peki gelin adaylarına önerileriniz nelerdir?
Gelinlere önerim, o gece bambaşka biri olarak değil de kendilerinden çok uzaklaşmadan, kendi güzellikleriyle gelinliğin güzelliği birbiri ile denge de olmalı. Ne kendisi ön plana çıkmalı ne gelinlik ön plana çıkmalı. Tamamen doğal, natürel çizgilerde, fiziğine uygun ve rahat gelinlikleri tercih etmelerini tavsiye ederim. O günün tadını çıkaracak kadar rahat olmalılar, gelinliğin boyu, darlığı ile uğraşmadan tamamen rahat edebilecekleri, normal hayattaki tarzlarından bir iki tık daha farklı olarak kendi tarzlarını yansıtan çizgileri giymelerini tavsiye ederim.
‘After Party’ için gelinlikleriniz mevcut mu?
After Party için kısa ve uzun gelinliklerimiz var, genelde hemen hemen her gelinliğin bir After Party olayı oluyor. Kısa ya da uzun hafif party işi, elbise ya da gece kıyafeti tarzında yapıyoruz.
Gelinlik fiyatlarınız nasıl?
Gelinlik fiyatları çok değişken çünkü kullanılan malzemeler hepsinde farklı. Birde kişiye özel dikimlerimiz oluyor. Ayrıca kiralık gelinlik vermiyoruz sadece satın alma oluyor. Çünkü bizim yaptığımız ürünler tek tek elde yapılan, kumaşları çok özel ürünler. Mantıken de zaten bu yüzen kiralık olmaları imkânsız. En düşük gelinliklerimiz 5 bin liradan başlıyor ama üst sınır yok.
“Gelinlik konusunda Türkiye özellikle İzmir bir numara”
Projeleriniz nelerdir?
Şuan yaptığım yurtdışı satış işini daha fazla genişletip daha farklı ülkelere satış yapmayı düşünüyorum. Bununla ilgili hazırda yaptığımız ürünler var, daha da genişletmeyi düşünüyorum. Çizgimizin üstüne kalite katarak, müşteri memnuniyetini ön planda tutarak yaptığımız işlere yansıtmaya çalışıyoruz.
Peki yurtdışındaki başarınızı neye bağlıyorsunuz?
Tercih edilme sebebimizin sektördeki gelinlikler ve diğer gelinlikçilerden farklı olmasına bağlıyorum.
Yurtdışındaki gelinlikleri Türkiye’deki gelinliklerle karşılaştırırsak Türkiye gelinlikte ne durumdadır?
Gelinlik konusunda Türkiye özelliklede İzmir bir numara. Biliyorsunuz ki İF Wedding Fashion Avrupa’nın en büyük gelinlik fuarı, dünyanın her yerinden hem katılımcılar var hem de ziyaretçiler var. Ben de bu yıl haricinde bu fuara katılım sağladım ve geçen yıl kapanış defilesi yaptım.
Genelde gelinler hep klasik model tercih ediyor ama bu yıl biraz daha klasik dışına çıkılıyor bunun sebebi nedir?
Çünkü insanlar artık kendi stillerini oluşturma bilincine erişmeye başladılar. Bunu da kadının kendini geliştirmesine, ekonomik özgürlüğünü eline almasına ve eğitimli olmasına bağlıyorum.
“Gardırop uygulaması ile kişiler bugün ne giysem diye düşünmüyor”
Birazda Gardırop uygulamasından bahseder misiniz? Bu uygulama çok tutuldu mu?
Atölye şuan full, çok dolu olarak çalışıyoruz. Mesela bu uygulamaya kış sezonunda başladım. Kış gardırobunu baharda yaptık yani 1 ay içerisinde gardırop hazırlıyoruz. Kış gelmeden o yılın trendlerini daha önceden bildiğimiz için hem o trendleri uyguluyor hem de kişinin vücut yapısı, ölçüleri, ten rengi gibi özellikleri sentezleyerek ortaya çıkartıyoruz. Artık kişiler bugün ne giysem diye düşünmüyor ve bir yere giderken hazır gardırop olduğu için bir stil oluşmuş oluyor. Çünkü bir sezon boyunca bir çizgi üstünde gidiyorsunuz bu gardıroptaki parçalar birbirleri ile stil açısından kopuk parçalar değil. Birde tamamen doğal ürünlerle hazırladığımız ‘Organik Gardırop’ var. Gelinlikte ki gibi aynı şekilde kişinin kendi tercihi, kişi sağlıklı kumaş giymek istiyorum, terletmesin, rahat etmek istiyorum, alerjim var diyebiliyor. Bizde bu durumda kullandığımız malzemeleri tamamen doğal ürünlerden seçiyoruz, pamuklu, bambu, viskon, liyosel ağırlıkta tamamen sürdürülebilir kumaşlardan, ürünlerden oluşan organik gardıroplarda hazırlıyoruz. Bu olayda Türkiye’de ilk olarak yapıldı.
Gardırop uygulamasını insanlara nasıl duyurdunuz? Ve bir gardırobun maliyeti nedir?
Zaten kendi müşteri portföyüm var, onların hemen haberi oluyor. Bir de medyadan ilgilenen kişiler kendileri geliyorlar. Minimum 30 parça yapıyoruz, maliyet de kumaşına göre değişiyor. Tam rakam veremiyorum ama bir kişi bir sezonda mutlaka dış giyim, iç giyim olarak kıyafete bir para harcıyor. Ve markalı kıyafetlerde alıyor bunu ortalama olarak alırsak, bir kadının ortalama bir sezonda harcadığı gardırop parasıyla hemen hemen aynı.
Son olarak kendi işini yapmak isteyen ve modacı olmak isteyen kadınlara ne söylemek istersiniz?
Öncelikle yapmak istedikleri işle ilgili kesinlikle çok iyi bir eğitim almaları gerekir. Artı bir yabancı dili kesinlikle bilmeleri gerek hatta iki yabancı dil bilseler daha avantajlı olurlar. Bunların haricinde yapacakları işle ilgili tecrübe edinmeleri gerekir, uzunca bir dönem tecrübe edinme dönemi olması gerek. Mezun olur olmaz herkes bir yer açmak istiyor ama bu böyle olmamalı. Mesela ben 8 yıl sonra kendi dükkanımı açtım, 8 yıl bir yerde çalıştım. Önce iyice tecrübe edinecekler ki teknik bilgilerini tecrübe ile birleştirdikten sonra bu işi yaparlarsa o zaman ticari açıdan da riskleri en aza indirmiş olurlar. Olabildiğince tecrübe, olabildiğince teknik bilgi ve cesaret. Zaten bunlar olunca her şey kendiliğinden geliyor.
Kaynak: Ticaret Gazetesi
Röportaj: Kübra Topal